Ramazana ve Ömrümüze Dair / Ali HAKKOYMAZ / Vakt-i Şerif Cuma Hayrola…

Bir ömür gibi çarçabuk bitiyor ramazan.
Dün bir, bugün iki derken…
Ramazan bitiyor.
Tıpkı ömrümüz gibi.

 

Ürperiyor insan. Bu ne süratli yolculuk!
Her sene, biraz daha yalnızlaşan biz/iz.
Medeniyetin -nesi varsa- hepsi çaresiz.
Ne hastalıklara bir derman var, ne de ölümler bitiyor.
Bizi avutsun diye oyuncakları çoğaltıyoruz.

 


Gidişe çare var mı!
Ayrılığa, hasrete, gurbete, ölüme…
Kocaman binalar hangi odasında avutur beni?!
Uçaklar hangi diyara götürür de: “İşte aradığın bu!” diyebilir?
Otobanlar, köprüler iki yakamı bir araya getirebilir mi?
Gözyaşlarımı silebilir mi medeniyet?

Bu ramazan sanki daha hızlı gidiyor.
Ne zaman geldi, ne zaman yarıyı geçtik; anlayamadım.

Sağdan sola dönerken akşam oluyor.
Her şeyde nasıl bir nizam, nasıl bir (hızlı) elveda!
Yetişebiliyor musun/uz?

 

Her günbatımı alır götürür beni.
Alamam kendimi kimi zaman.
Dalar dalar giderim. Bir kızıllık, bir vedâ ki…
Nereden nereye…
İşini bitiren gidiyor.

 

İşte ramazan…
İşte ömrümüz…
İşte günlerin art arda gidişi…
Yaşanmamış gibi bunca yıllar…
Yaşanmamış gibi doğumlar, düğünler, ölümler…
Yaşanmamış gibi hayat!
Heyhat!

 

Elini çabuk tut!
“Emanet ata binen tez iner.”
Bir emanettir bu hayat, bu vücut…
Gelmek; gitmekle “çok yakın” akraba…
Hayat… sarmaş dolaş ölümle.
Bir ürperti, bir korku, bir heyecan…
Ümitle kol kola gezince…
Rahatlıyor insan.

Bir aşağı bir yukarı terazinin kefeleri…
Ümit ve korku dengeye gelinceyecek…
Ümit ve korku arası hayat.

 

Ramazan çarçabuk bitiyor.
Tıpkı ömrümüz gibi…
Ramazanda ve ömrümüzde…
İzimiz, sözümüz var mı?


Aynalarda “yüzleşebileceğimiz” yüzümüz?

9 Yanıt to “Ramazana ve Ömrümüze Dair / Ali HAKKOYMAZ / Vakt-i Şerif Cuma Hayrola…”

  1. Çook haklısın….. bu şiirdeki herşey insanın yüzüne gerçegi vuruyor…Böyle güzel şeyleri paylaşman çok hoş teşekkürler arkadaşıma…

  2. ALAADDİN Says:

    YEDİNCİ NÜKTERamazan\’ın sıyâmı, dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a\’mâl, bire bindir. Kur\’ân-ı Hakîmin, nass-ı hadisle, herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü\’l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır. Evet, herbir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur\’ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü\’minlere kazandırır.

  3. ALAADDİN Says:

    Evet, Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder, kazandırır. Evet, birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur\’ân ile, bin aydan daha hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kâtıadır.

  4. ALAADDİN Says:

    Fakat Ramazan-ı Şerif orucuyla o fabrikanın hademeleri anlarlar ki, sırf o fabrika için yaratılmamışlar. Ve sair cihazat, o fabrikanın süflî eğlencelerine bedel, Ramazan-ı Şerifte melekî ve ruhanî eğlencelerde telezzüz ederler, nazarlarını onlara dikerler. Onun içindir ki, Ramazan-ı Şerifte mü\’minler derecâtına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar mâsumâne gülüyorlar.

  5. ALAADDİN Says:

    Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir. Hadisin rivayetlerinde vardır ki: 1 Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, Sen sensin." Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene? Ve mâ ente?" Nefis demiş: "Ente Rabbiye\’r-Rahîm., Ve ene abdüke\’l-âciz." Yani, "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.

  6. RıZa BeRKaN Says:

    Hayırlı, Nurlu Cumalar Sevgili Semra, duanda bize de yer vermeyi unutma.Duan duamız olsun.Ramazan ayına , bilindiği gibi diğer aylardan da üstündür. Hele içerisinde bir Kadir Gecesi vardır ki bin aydan hayırlıdır. Orucunun, namazının, duâsının, hayrının sevabı kat kat fazladır. Âhirete yatırım yapmak için en büyük fırsatlardır. mânevî dünyamızın en parlak, en aydınlık, en zevkli, en kazançlı ayıdır. Ramazanda yapılan zekât, hayır hasenat, çeşit çeşit iyilikler, hayırlar hep bu kazancı arttırmak içindir. Okunan Kurânlar, mânâsını anlama, tefekkür etme yolundaki gayretler, zikir ve fikirler, duâ ve ibadetle farklı bir atmosfer sergileme, şuuruna erenlerce yapılan hareketlerdir. İhlâs ve samimiyetle yapılan bu ibadetler gafleti dağıtıp iç dünyamıza nûr ve sürur serperken, sevap hanemizi kabartır; günah, kötülük, sefahet ve zulümlerle kirlenen mânevî havamızı temizler.Gerektiği şekilde istifadeyi alabilenlere ne mutlu!

  7. Ahmed Says:

    very nice space you have developed.. May Allah give you the reward and strength to make it more better.Aameen

  8. Mehmet Says:

    Cuma gününüz hayırlı ve mübarek olsun.Cenabı Hak, din ve dünya saadeti ihsan eylesin.

  9. SESsİZ Says:

    cumanda bu kardesine de dua edersen cok mutlu edersin ALLAH razı olsun şimdiden ablam

ALAADDİN için bir cevap yazın Cevabı iptal et